Microsoft, yapay zekânın artan emisyon etkisini dengelemek için strateji değiştiriyor.
Microsoft, sürdürülebilirlik yatırımlarını yapay zekâ merkezli veri merkezlerinin artan emisyonlarını dengelemek için yeniden şekillendiriyor. Şirket, kısa vadeli karbon dengeleme yöntemlerinden vazgeçerek uzun vadeli, yüksek etkili karbon giderme projelerine ve temiz enerji yatırımlarına odaklanacağını duyurdu.
Şirketin sürdürülebilirlikten sorumlu yöneticisi Melanie Nakagawa, 13 Şubat’ta yayımladığı blog yazısında Microsoft’un artık “ek katkı sağlamayan, bağımsız yenilenebilir enerji sertifikaları” satın almayacağını açıkladı. Bunun yerine, temiz elektrik alımları ve operasyonel emisyonları azaltabilecek yeni teknolojilere yatırım yapılacak. Microsoft, 2020’de tüm geçmiş emisyonlarını telafi ederek 2030 yılına kadar “karbon negatif” olma hedefini duyurmuştu. Ancak, yapay zekâ yatırımlarına bağlı olarak şirketin emisyonları bu süreçte %30 arttı. Özellikle veri merkezlerinde kullanılan çelik, beton gibi yüksek emisyonlu malzemeler ve büyük enerji tüketimi, Microsoft’un ilerlemesini yavaşlattı. Nakagawa, “2020’de bu hedefi ‘aya gitmek’ olarak tanımlamıştık. Beş yıl sonra fark ettik ki ay bizden uzaklaşıyor,” diyerek sürecin beklenenden zor ilerlediğini vurguladı.
Karbon Nötr Statüsü Kısa Vadede Kaybedilebilir
Microsoft, karbon nötr statüsünü sürdürmek için karbon dengeleme sertifikaları satın alıyordu. Ancak yeni stratejiyle bu uygulamadan vazgeçiliyor. Bu durum, şirketin kısa vadede “karbon nötr” iddiasını bırakmasına neden olabilir. Ancak Microsoft, uzun vadede daha etkili yatırımlarla karbon negatif olma hedefini koruyacağını belirtti.
Şirket, yapay zekânın yüksek enerji tüketimi nedeniyle emisyonları artırdığını kabul ederken, aynı zamanda bu teknolojinin sürdürülebilirlik için kritik bir rol oynayacağını savunuyor. Microsoft, AI destekli hava tahminleri, su sızıntılarını tespit eden sistemler ve düşük karbonlu malzemelerin keşfi gibi alanlarda yapay zekâdan faydalanarak çevresel etkiyi azaltmayı hedefliyor. Nakagawa, “Bizi hedefimizden uzaklaştıran güç, aynı zamanda daha büyük, daha hızlı ve güçlü bir roket inşa etmemizi sağlayacak: Yapay zekâ,” diyerek bu teknolojinin sürdürülebilirlik çabalarında önemli bir rol oynayacağını ifade etti.