M&S, Schneider Electric iş birliğiyle tedarikçilerini yenilenebilir enerjiye geçişte destekleyen RE:Spark programını devreye aldı. Amaç, tedarik zincirinin karbon ayak izini hızla küçültmek.
Marks & Spencer, moda tedarik zincirinde karbon emisyonlarını azaltmak için yeni ve kapsamlı bir adım attı. Şirket, Schneider Electric ile birlikte geliştirdiği RE:Spark adlı programla, özellikle üretici ülkelerdeki tedarikçilerin yenilenebilir elektriğe daha kolay erişmesini hedefliyor. Bu program, M&S’in 2040 yılına kadar değer zincirinin tamamında net sıfıra ulaşma hedefinin de temel taşlarından biri.
Şirketin karbon ayak izinin büyük bölümünü oluşturan tedarik zinciri, programın ana odağında. RE:Spark ile tedarikçilere bir dijital platform üzerinden sera gazı verilerini izleme, yol haritası oluşturma ve emisyon azaltımına yönelik önerilere ulaşma imkânı sağlanacak. Schneider Electric’in sunduğu bu altyapı, hem eğitim hem de danışmanlık desteğiyle güçlendirilecek.
Program kapsamında Vietnam, Türkiye, Hindistan, Çin ve Bangladeş gibi üretim merkezlerinde tedarikçilere yenilenebilir elektrik pazarlarıyla ilgili bilgilendirme toplantıları ve webinar’lar düzenlenecek. Güneş enerjisi yatırımı, yeşil tarife seçenekleri, enerji sertifikaları ve toplu güç satın alma anlaşmaları gibi çözümler de tedarikçilere sunulacak. Özellikle küçük üreticilerin bir araya gelerek daha uygun maliyetlerle yenilenebilir enerjiye geçebilmesi programın önemli ayaklarından biri.
M&S Sürdürülebilirlik Başkanı Katharine Beacham, programın çıkış noktasını “gerçek dönüşümün iş birliğiyle mümkün olduğu” sözleriyle anlatıyor. Schneider Electric ekibi ise RE:Spark’ın, tedarik zincirlerinde yenilenebilir elektriğe geçişi hızlandıran ölçeklenebilir bir model sunduğunu vurguluyor.
M&S’in bu adımı, şirketin döngüsellik ve kaynak verimliliği üzerine yürüttüğü diğer girişimlerle de paralel ilerliyor. RE:Spark, markanın moda sektöründe daha düşük karbonlu, daha dayanıklı bir tedarik zinciri oluşturma hedefini somutlaştıran önemli bir halka olarak öne çıkıyor.