Amazon’un Indiana’daki yeni lojistik tesisinde kitlesel ahşap kullanarak karbon ayak izini azaltmayı ve tedarik zinciri sürdürülebilirliğini test etmeyi hedefliyor.
Amazon, ABD’nin Indiana eyaletinde hizmete aldığı yeni teslimat istasyonuyla iş dünyasında dikkat çeken bir sürdürülebilirlik deneyi başlattı. Şirket, “D115” kod adlı bu merkezde beton ve çelik yerine kitlesel ahşap kullanarak inşa ettiği depo binasında, karbon salımını azaltan yeni malzeme ve enerji teknolojilerini test ediyor. Bu tesis, Amazon’un küresel operasyonlarında uygulanabilecek düşük karbonlu lojistik modellerinin geliştirilmesi için bir pilot alan işlevi görüyor.
Yaklaşık 16 bin metrekarelik bu yapı, doğal ışık kullanımını artıran açıklıkları, yağmur suyunu geri kazanan sistemi, elektrikli araç şarj istasyonları ve ısı pompası temelli iklimlendirme altyapısıyla Amazon’un “2030 karbon nötrlüğü” hedefinin küçük ama somut bir adımı. Şirket yetkililerine göre tesis, karbon emisyonlarını geleneksel depo yapısına kıyasla yaklaşık yüzde 30 oranında azaltıyor.
Kurumsal Stres Testi
Ancak proje yalnızca çevreci bir hamle değil, aynı zamanda kurumsal bir stres testi. Amazon burada, dev lojistik zincirinin farklı halkalarında uygulanabilir enerji verimliliği modellerini deniyor. Bu sayede tedarikçilerden son kilometre teslimatına kadar uzanan sürecin her adımında karbon azaltımı hedefleniyor.
Yine de eleştiriler de yok değil. Uzmanlar, kitlesel ahşap üretiminde kullanılan hammadde kaynaklarının sürdürülebilirliğine, uzun vadeli bakım maliyetlerine ve yangın güvenliği risklerine dikkat çekiyor. Ancak tüm bu tartışmaların ötesinde, Amazon’un bu projesi, büyük şirketlerin karbon dönüşümünü yalnızca ofislerinde değil, operasyonlarının kalbinde denemeye başladığını gösteriyor.
Belki de bu depo, sadece ürünlerin değil, yeni bir iş anlayışının da geçici durağı olacak: daha az beton, daha çok sorumluluk.